oyun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
oyun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Eylül 2014 Cumartesi

Oyun Oynuyoruz: Kimim Ben?

Sevgili Öznur'un daveti üzerine bu oyuna katılıyorum. İnsan böyle 20 maddeyle sınırlayınca zorlanıyor biraz. Birkaç günümü aldı bunu yazmak İşte 20 maddede ben (ya da bir kısmım):

1. 1988, Adana doğumlu bir kova burcu kişisiyim. Liseyi Adana'da, üniversiteyi Ankara'da okudum. Evlenince Gaziantep'e yerleştim. Bir buçuk yıldan sonra şimdi Malatya'dayız. Aslında şehir şehir gezmeyi seviyorum.

2. Kıyafetlerde pamuk takıntım var. Kimi insan bir kıyafete bakarken önce modeline, rengine, fiyatına vs. bakar; ben kumaş içeriğine. Mutlaka pamuklu olmalı. Ya da keten, yün, ipek gibi doğal içerikli. Sentetik olanları kullanamıyorum. Blog ismim de bununla alakalı biraz.

3. Hayatımda makyaj yaptığım gün sayısı bir elin parmaklarını geçmez sanırım. Parfümü de kızım doğduktan sonra onu rahatsız eder diye kullanmaz oldum. Şu an kullandığım kozmetik ürünleri, kokusu çok hafif bir roll-on deodoran ve nemlendirici.

4. Dakik bir insanım ve çevremdekilerin de böyle olmasını isterim. İnsanları bu konudaki hassasiyetlerine göre yargılamışlığım çoktur.

5. Doğal beslenmeye gayret ediyorum. Evimdeki hemen her şeyi kendim yapmaya ya da güvendiğim yerlerden almaya çalışıyorum. Paketli aburcuburları sanırım epey uzun bir süredir yemiyorum. Kolayı ise yanlış hatırlamıyorsam en son on yıl önce falan içmiştim.

6. Sigaradan nefret ederim. İçilen ortamlarda asla bulunmam, yeni tanıştığım bir insanın sigara içtiğini öğrenirsem, belki yanlış ama, onun hakkındaki düşüncelerim olumsuza dönüşebilir.

7. Ehliyetim yok ama çok iyi bisiklet kullanırım. Hatta üniversitede çalıştığım dönemde kampüse bisikletle gitmişliğim çoktur (bu arada gidiş yaklaşık bir saat, dönüş yokuş aşağı olduğu için yarım saatti). Onun dışında lisede hazırlıktan son yıla kadar okulun atletizm takımındaydım, orta mesafe koşucusuydum.

8. Sakatat hariç neredeyse her şeyi yerim. Yemek seçmem, yenmeyecek kadar kötü olmadıktan sonra da önüme ne konmuşsa nimettir der yerim. Ancak bir Adanalı olarak kebabın yeri de başka tabii ki, eklemeden edemeyeceğim.

9. Küsme diye bir huyum yoktur, belki incinirim ama asla küsmem. Zaten şimdiye kadar kötü nedenlerden dolayı görüşmediğim, daha doğrusu görüşmekten kaçındığım iki insan var. Bu nedenler de gayet geçerli (anlatsam roman olur minvalinde).

10. Anne olmadan önce çocukları çok seven bir insan değildim. Yani hani bazı tipler gördüğü her çocuğa yapışır, agucuklarla falan sever. Ben öyle olmadım hiçbir zaman, sanırım hala da değilim. Ancak artık daha şefkatli bir insan haline geldim annelikle, bunu fark ettim. Öyle ki annesiz kalmış bütün çocuklara annelik yapacak kadar güçlü bir şefkat duygusuyla doluyum artık.

11. İşimi, çevirmenliği, severek yapıyorum. Bir daha dünyaya gelsem, seçeceğim mesleklerden biri  yine bu olurdu sanırım.

12. Alışverişe zaman ayırmayı, dükkan dükkan dolaşmayı sevmiyorum. Bu yüzden yaklaşık dört yıldır neredeyse sadece internet üzerinden alışveriş yapıyorum. Ayakkabıyı eskidikçe ya da ihtiyaç duydukça ama bütçemle orantılı olmak üzere, en kalitelisinden alıyorum. Çantada ise durum şu: Bir tane çanta alıyorum ve eskiyene, yırtılana kadar onu kullanıyorum. Sonra yenisine geçiyorum. Mesela sekiz senedir bu kullandığım üçüncü çanta. En fazla aldığım ve kullandığım parçalar ise baskılı tişört ve gömlek. Alışveriş için bir yer gezeceksem de tercihimi yapı marketler, kırtasiyelerden yana kullanıyorum. Buralar benim mekanlarım :)

13. Kitaplarım hazinem diyebilirim. Genelde yılda bir-iki kez, aldığım notlar doğrultusunda bir liste oluşturur, sonra da toplu bir şekilde kitapları satın alırım. Yıl boyunca da bunları okurum.

14. Acil durumlarda, normalde birçok insanın telaşlandığı konularda serinkanlılığımı koruyabilirim.

15. El işlerinde becerikliyimdir. Şu sıralar yapmasam da yağlı boya ve sulu boya resim yapmayı severim. 

16. Evimde televizyon yok. Üniversitede yurtta kalırken alışmıştım televizyonsuzluğa. Sonra baktım gerçekten de bir faydası yok. İzlememeye başladım. Evlenirken de Ahmet'le ortak karar alarak televizyonu evimize sokmadık. Üç yıldır televizyonsuz ve mutluyuz.

17. Yazım kurallarına her zaman özen gösteririm. Okuduğum bir metinde sık sık yazım hataları olursa o metinden soğuyabilirim.

18. Hayatımda kahvaltı yapmadığım gün sayısı bir elin parmaklarını geçmez sanırım. (Ramazan ve kan tahlili yaptıracağım günler hariç.)

19. Genel anlamda hafızam çok iyi olsa da, aldığım bir şeyin fiyatını, dün bile almış olsam, hatırlayamam. Bunun nedeni de sanırım alırken fiyata bakmamam. Yani, diyelim bir ürün için kafamda belli bir limit var, buna en fazla 5 lira veririm diyorum; sonra o ürünü görüyorum, 4 lira. Tamam o zaman alıyorum, önemli olan 5'in altında olması.

20. Siyah renkli (bir paltom hariç) hiçbir kıyafetim yok. Siyahı tercih etmiyorum. En fazla ise beyaz, mavi, lacivert renklerde kıyafetim var. Bu renklere ek olarak sarı ve turuncuya da bayılırım.

İşte böyle... Okuyan herkesi bu oyuna davet ediyor, iyi hafta sonları diliyorum.