28 Ekim 2014 Salı

Bunu Evde Deneyin: Bebek Odası İçin Kapı Çelengi


Bugün, Ayşe Ece'nin odası için hazırladığım kapı çelengini ya da süsünü (nasıl seviyorsanız artık) paylaşmak istiyorum sizlerle.


Yapımı kısaca şöyle:

Öncelikle daire şeklindeki straforun üzerini poplin, puantiyeli kumaşla sardım, aralarda açılabilecek yerleri silikon tabancasıyla sabitledim.


Daha sonra üzerine evdeki kuru ağaç dallarını yapıştırdım (Bu arada bu dallar üç senelik, evlenirken ta Adana'dan, hayıt ağacından koparmıştım, gelin buketinde kullanmak üzere.). Bunun etrafına  keçeden hazırladığım kuşları, bulutları, tüyleri ve güneşi göz zevkime göre yerleştirdim. Alt kısma yine keçeden hazırladığım kalpleri ve üs tarafa da asmak için pamuklu kurdeleyi yapıştırdım. 


Keçelerin hepsi iki taraflı; iç kısımlarına elyaf koyup etraflarını diktim. Orlon iple kuşlara göz ve kanat, kalplere harfleri işledim (Böyle ıncık cıncık detaylarla uğraşmaya da bayılırım bu arada). 


Toplam maliyeti aşağı yukarı 10 lira oldu. Yaklaşık bir günde de tamamladım. 

Biraz el becerisi, biraz hayal gücü... Sonuçta bundan çok daha güzellerini yapabilirsiniz. Şimdiden kolay gelsin :)

17 Ekim 2014 Cuma

Bebekli Hayat: Potette Plus

Bebek sahibi olup tuvalet iletişimi yapanlardan ya da tuvalet eğitimi vermeye çalışanlardansanız ve bu ürünü duyduysanız ama nasıl bir şey olduğunu merak ediyorsanız, yazım sizler için. Ya da hiç alakanız olmayabilir ama bence okuyun. Sonuçta bilgi bu, sakla samanı gelir zamanı :)

Efendim, bu Potette denen şey şöyle bir şey:

               


Videodan anlaşıldığı üzere gerektiğinde klozet adaptörü, gerektiğinde lazımlık. Dışarı çıktığınızda yanınızda taşıyabiliyorsunuz. Bunun için markanın kendi özel, orta kısmında emici bir kısmı olan poşetleri var. (Ürünü aldığınızda bunlardan üç tanesi hediye geliyor.) Ama, her ne kadar orijinali gibi olmasa da, aynı boyutlarda başka poşetleri de kullanabilirsiniz. Biz daha çok evde kullanıyoruz. Evde kullanım için ikinci görseldeki gibi tahminimce silikondan, ayrı bir parça daha var. Bu, ana parçadan ayrı olarak satılıyor. Ben bu parça yerine şöyle bir çözüm geliştirdim kendimce: Ana parçayı, yani aşağıdaki görselde adaptör olarak kullanılan şeklini eski, kullanmadığım bir plastik kabın üzerine koyuyorum. Ama dikkat ettiğim şey, gövdenin yanlardaki mavi parçaları hariç kabın içine tam olarak oturması ve sağa sola hareket etmemesi. Dışarıda kalan mavi parçaları kızım destek olarak kullanıyor, otururken buralardan tutunuyor bazen. Bu şekilde oldukça da memnunuz. Sanırım kilosu artana kadar bu şekilde idare ederiz. Daha sonra da klozete geçeriz diye düşünüyorum.

                   
                   

Her annenin rüyası demeyeceğim elbette. Ama gerçekten de güzel, tavsiye edebileceğim bir ürün. Potette'yi Ayşe Ece yaklaşık yedi aylıkken kullanmaya başladık. İlk aldığımızda bir-iki sefer oturmak istemedi doğal olarak, çünkü her zaman kucağımdayken tuvalete tutuyordum. Ama sonra alıştı, kendince şarkılar, türküler söyleyerek işini hallediyor küçük hanım.

Sekizinci ayı bitirdiğimizde ise artık tuvaleti yoksa oturmamak için direniyor, ama oturduysa ve diyelim çişini yaptı, işi hala bitmedi ve ben de bu sırada kaldırmak istediysem inatla kalkmıyor, oturmaya devam ediyor. Yani artık bunun ne işe yaradığını tam olarak kavradı. Benim için komik olan bir şey de sekizinci ayın başlarında çişini yaparken, ben ne yapıyorum ya dercesine eğilip çişini görmeye çalışmasıydı :)


11 Ekim 2014 Cumartesi

Bebekli Hayat: Emzirmek Güzeldir

Uluslararası Emzirme Sembolü
                                   

Emzirmek güzeldir. Evet, belki de dünyanın en güzel iletişim şekillerinden birisi. Ancak benim bu konudaki ilk deneyimim ne yazık ki çok da güzel olmadı.

Hamile kaldığımda doğum konusunda o kadar araştırıp okuyan, kendimi doğuma en iyi şekilde hazırlayan ben maalesef emzirme konusunu hiç araştırmamıştım. Nasıl olsa çocuk doğunca güzelce emecekti. Bu kadar basitti. Aslında bu kadar da basit ama ben bilemedim işte. 

Daha önce okuyanlar bilirler evde doğum yaptığımı. O ilk anlar bir tür şok içinde geçmiş sanırım, şimdi dönüp bakıyorum da. Kızım dünyaya geldi, birkaç dakika durduktan sonra göbek bağını kestim, sonra kucağıma aldım. Göğsüme koydum ama sütüm gelmemişti. Bu konuda tek bildiğim annemin, benim hep son haftalarda sütüm akmaya başlar sözleriydi. Bende öyle bir durum olmamıştı. Doğumda çektiğim sancı da çok kısa olduğundan ( nişanın gelmesinden bebeğin doğmasına kadar geçen süre toplamda 5 saat kadardı ve bunun bir saati aktif sancıyla geçti) sütüm hemen gelmedi. 

Bebek emdikçe sütün geleceğini bilmiyordum. Önce süt akacak ki bebek emecek diye düşünüyordum. (Ben ettim bir cahillik, siz etmeyin; çevrenizde yeni anne varsa söyleyin onlar da etmesinler.) 

Her neyse, akşam beş sularında doğan kızımızla birkaç saat sonra hastaneye kontrole gittik. Kızım bu arada hep uyuyordu. Ben de arada emzirmeyi denedim ama kızımı uyandıramadık bir türlü. Bu arada görümcem, kuzenim masajla falan sütü getirmeye çalıştılar. Gece ikiye doğru ısrarla kızımı mememe yapıştırmam sonunda beklenen süt geldi ve kızım da doğru düzgün emmeye başladı. Sonunda başarmıştık. 

İyi, güzel ama bu sefer de bebeği nasıl tutacağımı bilemedim. (Acemilik kötü şey.) Zaten bebek yeni doğduğunda hamur gibi bir şey, insan korkuyor nasıl tutacak bunu diye. Öne doğru eğiliyorum, kendimi kasıyorum. Öyle ki ilk iki hafta falan sırtım, kollarım fena halde ağrıdı. Sonradan arkaya, sağa, sola, her yere yastıklarla destek yapmaya başladık. Bir yastık deryasıyla beraber yaşıyordum adeta. Tam her şeyi yoluna koydum derken bu sefer de meme yaraları çıktı. Bebeği doğru pozisyonda emzirmediğim için meme uçlarım tahriş olmuştu. Tahriş basit kaçar aslında. Bildiğiniz uçları yarılmıştı. Emzirirken canım o kadar yanıyordu ki tepine tepine, ağlaya ağlaya emziriyordum resmen. Annemler, Ahmet, herkes bir çare bulmaya çalışıyordu canımın yanmasına. Bir sürü şey denedim. Aslında bu da ayrı bir yazı konusu olur. Sonuçta Lansiloh krem, zeytinyağı, gülsuyu+ayva çekirdekleri jeliyle ve evde memeler hep açık şekilde dolaşarak yaraları iyileştirmeyi başardım. Halbuki bu yaraları açmadan emzirmek çok da basitmiş.



*Öncelikle siz doğru pozisyonda olun. Sırtınıza, sağınıza, solunuza yastıklarla destek yapın. Kullanırım diyorsanız emzirme yastıklarından alın; ben kullanmadım ama kullananlar işe yarar olduğunu söylüyorlar.

*Bebeğin sadece yüzü değil, tüm vücudu size dönük olsun. Yani göbekleriniz birbirine değsin. Bebeği daha rahat tutmak için de en azından ilk birkaç hafta bebeği kundaklamanızı tavsiye edebilirim. Kundaktan kastım bebeği sımsıkı sarmak değil; sadece onu daha rahat tutmanızı sağlamak ve onun da kendini daha güvende hissetmesini sağlayacak şekilde ince, pamuklu bir örtüyle sarmalamak.

*Bebek ağzına memenizin kahverengi kısmının tümünü almalı. Yani benim meme ucum yok, bu bebek nasıl emecek diye endişe etmek yersiz. Bebek eme eme o ucu çıkarıyor zaten. Eğer emzirirken acı duymaya devam ediyorsanız bir yerde hata var demektir. Bebeğin ağzından memeyi çıkarıp tekrar vermeye çalışın. Bu çıkarma işlemini de bebeğin dudağının kenarına parmağınızı yavaşça sokarak yapabilirsiniz.
 
                                 Proper Latch in Breastfeeding

*En azından ilk başlarda her emzirmeden sonra meme ucunuzu ve çevresini karbonatlı suyla silmek hem meme uçlarının tahriş olmasını  hem de bebeğin ağzında pamukçuk oluşmasını engeller.

Diyelim ki bunları yapamadınız ve meme uçlarınız yara oldu. O zaman bende işe yarayan birkaç şeyi paylaşmak isterim:

*Lansiloh krem: Yarayı tek başına iyileştirmedi ancak yanma hissini epey azalttı. Bu kremin iyi yanı bebek emmeden önce silmek gerekmiyor.

*Ayva çekirdeği+gül suyu: Yarım fincan gül suyuna beş-altı tane ayva çekirdeğini koyup gül suyu jelleşene kadar bekliyoruz. Sonra bunu yaramıza sürüyoruz, ihtiyaç duydukça.

*Saf zeytinyağı: Benim inanışıma göre saf zeytinyağı her derde devadır. Bu yarama da sürdüm ve işe yaradığına inanıyorum.

*Memeler açık gezmek: Evet belki hastanede falan yapamazsınız ama evdeyken çıkarın üstünüzdekini ya da yapamıyorsanız eski bir tişörtünüzün vs. ön kısmında iki yuvarlak açın. Memeler kuru kuru kalsın ki hemen iyileşsin. Sanırım en çok faydasını gördüğüm şey buydu.

Bunlardan sonra naçizane verebileceğim tavsiyeler:,

*Bebek doğduğunda zihni tertemiz. İlk olarak nasıl besler, karnını nasıl doyurursanız sonrasında o yöntemi isteme olasılığı daha yüksek. O yüzden mümkün olduğunca bebeğinizi anne sütüyle ve doğrudan memenizden beslemeye çalışın. Meme uçlarım yara olduğunda sadece bir gün sütümü sağıp biberonla verdim, yaralar sürekli sürekli açılmasın diye. Küçük hanım önce biberonu almadı, ikinci-üçüncüde alıştı. Sonrasında mememi almak istemedi ama ben inat edince memeye devam ettik.

*Bebek ilk doğduğunda midesi büyükçe bir bilye kadar ancak. O yüzden sütüm bebeğime yetiyor mu, doymuyor mu diye düşünmeyin. Birkaç yudum bile içse onun için yeterli. Ancak mide küçük olduğu ve anne sütü de çok çabuk sindirildiği için bebeği sık sık emzirmeniz gerekir. Geneli bilmiyorum ama Ayşe Ece ilk doğduğunda neredeyse yarım saatte bir emziriyordum. Sık emzirmek ilk başlarda onun kendini güvende hissetmesi için de çok önemli.

*Sürekli aynı memeyi vermeyin. Her defasında bir memenizi verin. Hangisinde kaldığınızı hatırlamak için kendinizce yöntemler geliştirebilirsiniz. Ben ilk başlarda iki tarafı da düğmeli gecelikler giyiyordum. Bir sonraki sefer hangi memeyi vereceksem o tarafın en üst düğmesini açık bırakıyordum mesela. Bir de sağ memeyi vermişsem bebeği sağına, solu vermişsem sola yatırıyordum.

*En iyi süt yapan şeyler benim sıralamama göre, iyi bir ruh hali, dengeli beslenme ve bol sıvı, bol uyku. Bu yüzden lohusalık döneminde ne kadar zor olsa da ruh halinizi dengede tutmaya, düzgün beslenmeye ve bebek uyudukça siz de uyumaya özen gösterin.

*İlk başlarda çok gaz yapan yiyeceklerden uzak durmanızda fayda var, çünkü bu gaz olduğu gibi bebeğe geçebiliyor.

*Süt aynı bir insan gibi. Alınabiliyor, küsebiliyor. Sütüm yok derseniz, az derseniz o da küsüp gerçekten azalabiliyor ya da gidebiliyor. Ayrıca bir iletken gibi; yani sizin ruh haliniz sütünüz aracılığıyla bebeğinize geçebiliyor. Siz mutluysanız bebeğiniz de mutlu, siz huzursuzsanız o da huzursuz.

*İlk haftadan sonra sütünüz bol bol gelmeye başladığında bebek bunun sadece ihtiyacı kadarını alıp gerisini bırakabilir. Bu durumda memeleriniz dolup taş gibi olabilir. Buna halk arasında süt sıtması ya da lohusa sıtması deniyor. Bunu yaşadım; zangır zangır titriyordum ama ateşim çok yüksekti. Annem hemen sıcak duşa soktu, sonra bir göğüs pompasıyla sütü sağdık da öyle rahatladım. O yüzden bebek emdikten sonra memenizde hala süt varsa bunu sağmak faydalı olabilir. Bunları da süt saklama poşetlerine biriktirip derin dondurucuya atabilir, daha sonra kullanabilirsiniz.

İşte böyle... Şimdi Ayşe Ece sekiz buçuk aylık ve emzirme serüvenimiz tüm tatlılığıyla devam ediyor. Her ne kadar ilk başta epey sıkıntı çeksem de şimdi emzirmenin ne kadar harika bir şey olduğunu düşünüp duruyorum.

Umarım yazım yeni annelere, anne olacaklara faydalı olur. Bunlarla alakanız yoksa da en azından çevrenizdeki annelere ya da anne adaylarına da yardımcı olabilirsiniz elbette :)

Ayrıntılı bilgi edinmek isterseniz bu adresi ziyaret edebilirsiniz: http://www.lllturkiye.org/Bilgiler/Emzirme%20pozisyonlari.html

                                 

3 Ekim 2014 Cuma

Mutlu Bayramlar

Herkese sevdikleriyle mutlu, huzurlu bir bayram diliyorum. Gece yatmadan önce bayramlıklarınızı hazırlayıp başucunuza koymayı unutmayın sakın :) Çikolataları da bir günlüğüne abartabilirsiniz bence.